Neşe ERSOY
Kurucu

Eğitim sahnesindeki yolculuğum, 1984 yılında 7 yıllık bankacılık kariyerimi sonlandırıp Trabzon’un ilk anaokulunu açarak başladı. 1976 yılında kız kardeşimin İstanbul’da açtığı anaokulunda yaptığım vekil öğretmenliğin bana kattığı bilgi ve tecrübeyle bu alanda bir ilki başarmak için başladığım yolda amacım; evlatlarım ve benimle aynı düşünceye sahip insanların çocuklarına güvenli bir eğitim yuvası kurmaktı. Öğrenciyi işinin ehli, alanında uzman öğretmenler eşliğinde eğitmek, sosyalleştirmek ve ülkemin yarınlarına hazırlamaktı.

Anaokulunda gösterdiğimiz başarının ve yetiştirdiğimiz öğrencilerin aynı kalitede ve anlayışta eğitim hayatlarına devam edebilmesi için velilerimden gelen ilkokul açma ısrarları ve samimi yaklaşımları sonucunda 1991 yılında tarihi bir konakta ilkokulumuzu açtık.

Tecrübeli emekli öğretmenler ve idarecilerimle başladığımız ilkokulumuz, anaokulundan farklıydı. Dolayısıyla öğrencilerime daha farklı neler sunabilirim düşüncesiyle Rusya’dan getirttiğim bale ve piyano hocaları ile öğrencilerimi sanatla buluşturdum. Akademik başarıyı sanatsal başarılarla harmanlayıp ortaya Neşem Okulları kültürü çıkardık. Etütler ve hafta sonu kursları gibi öğrencileri akademik anlamda doyuracak hiçbir ek mesaiden kaçmadık ve neticesinde de yüksek başarılar sağladık.

Akademik ve sanatsal anlamdaki başarılarımızın yanında okullarımızda sportif faaliyetler de hep önem arz etmiştir. Eğitimin yanında olmazsa olmaz gördüğümüz Atatürk’ün “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” anlayışıyla öğrencilerimizi sporla buluşturmaktan kaçınmadık. Bu alana yaptığımız yatırımlar, desteklediğimiz öğrenciler ile çok büyük başarılara imza attım. Güçlü hocalar ve kaliteli oyuncularımız ile takımlarımızın aldığı başarılara övgüler yağdı. Yerel ve bölgeselde birçok kupayı müzemize getirmeyi başardık.

1998 yılında zorunlu ilköğretime geçme kararından sonra en iyi ilköğretim branş öğretmenlerini kadroma kattım. Çağın gereklerine uygun teknolojik sınıflar oluşturduk.

Liselere geçiş sınavları yapıldığı yıl Trabzon birinciliklerini, Türkiye derecelerini elde ettim. Türkiye’deki tüm okullar içerisinde 47.lik ünvanı yakaladık. Tüm bu alanlardaki başarımızı kurumsal bir hale dönüştürmek yine Anaokulundan başlayıp daha sonra geliştirmeyi düşündüğüm büyümeyi sağlamak için Suadiye’de anaokulumuzu açtım. (2012)

İki şehir arasındaki gidip gelmelerim hızlandı. Metropol şehir olan İstanbul’daki okulumuzda verdiğimiz hizmetle kısa zamanda ün yaptık. Milli Eğitim Bakanlığının (2012) kurumlar mevzuatı değiştiğinde “Aynı bina girişinden iki okul olmayacak” kuralı sonrası velilerin ve öğretmenlerimin lise beklentisini önemseyerek Yalıncak Net Kolejini açtım ve ortaokulu bu binaya taşıdım (2014).

Anaokulu ve ilköğretimde elde ettiğimiz başarıları lisemizde de sürdürdük ve Türkiye derecelerini buraya da taşıdık. Gerek akademik gerek sanatsal ve sportif anlamda birçok başarıya imza atmaya devam ediyoruz.



Okullarımın 40. yıldönümünü kutladığımız bu yılda en büyük dileğim sağlıklı ve başarılı bir ortamda eğitim hayatımızı devam ettirmektir. Bu konuda halen eğitimleri devam etmekte olan sadece öğrenciler değil, aynı zamanda öğretmenlerim ve idarecilerimdir. Onların, huzurlu, başarılı, ruh sağlığı yerinde nesiller yetiştirmeleri en büyük amacımdır. Benim kurduğum düzende evlatlarım, gelinlerim, evlat gibi gördüğüm öğretmenlerimin hepsi kurumlarını sahiplenmiş durumdadır. Yarın torunlarımın da aynı bilinçte olacaklarından eminim.

Sevgili öğrencilerime şunu söylemek isterim;

insani, toplumsal değerlerini ön planda tutan ve Atatürk’ün açtığı yolda sorumluluklarını yerine getiren eğitimciler elinde yetişiyorsunuz. Onlar inanın sizlerden daha çok çalışıyorlar. Size yararlı olabilecek her türlü donanıma ve bilgiye sahipler ve her geçen zaman kendilerini yenilemeye, bu işin uzmanlarından eğitimler almaya devam ediyorlar. Sizler de öğrenci olarak aynı disiplinde ve okul kültürüne uyumlu şekilde gayret gösterin. Aksi durum sizi başarısız yapar. Okulumuzun spor ve sanat alanındaki tüm olanaklarından yararlanın. Sizleri geliştirecek her türlü olanak okullarımızda mevcuttur. Kendinize ve kurumumuza güvenin. Birlik duygusunu hissettiren, hepimizi gururlandıran, milli değerleri başarıları birlikte coşkuyla kutladığımız günlere değer verin. Bizim sizlere değer verdiğimiz gibi. Zaman geri gelmeyecek. İlerlerken çalışmaya, öğrenmeye ve iyi insan olmaya geç kalmayın.

Değerli velilerime de şunu söylemek isterim;

Geçmişten bugüne ve hatta yarına devam edecek okullarımın, kaybedilmeyecek değerlerimin en önemlileri güven, sevgi ve saygıdır. Siz bu değerler ışığında gözbebeğiniz olan evlatlarınızın yetişmesini çok önemsiyorsunuz. Emanetlerinizin emin ellerde olduğunun bilincini taşıyorsunuz. Bizler sağlıklı iletişimle sizlerin önemli paydaşlarıyız. Amacımız tek, o da ruh sağlığı yerinde bireyler yetiştirmek. Okullarımda evlatlarınıza gelecekte başarılı bireyler olmaları için eğitim fazlasıyla verilmektedir. Burada onlara dokunan, gelişimlerini sağlayan, her an takipte olan öğretmen ve idari kadrolarımın çalışmaları sizlere yansıyandan çok daha fazlasıdır. Her çocuk bizim için kazanılmaya değerdir. Sizler de çaresiz kalınan noktalarda bizlere hep destek oldunuz. Bu okulun kültürüne uyum sağlayamayan öğrencinin aramızdan ayrılmasına yine birlikte karar verdik. Her insan aynı aileden de olsa birbirinden farklı yaratılmış olabilir. Onları eğitmek elbette eğitimcilerin işidir. Donanımlı öğretmenlerin, istikrarlı olmaları ve bu kurumda kalmasının temel prensibi; iyi niyet, çalışkan olmak, takım ruhu ile hareket etmek ve fedakârlık yapmaktan geçer. Bu değerlere her daim ışık olup süreklilik sağladım. Bugün farklı, yarın başka bir öğretmenle karşınızda olmadım. Sizlerin, öğrencilerin, eğitimcilerin mutluluğunu ön planda tuttum. Başarılı olmamızın yegâne sebeplerinden biri de bu istikrardır. Bizleri iyi anladınız ve birlikteyiz. Kurumlarımızda saygısızlığa yer yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Evlatlarınızın en iyi mevkilere gelmesi bizim onur meselemizdir. Onların ve bizlerin ellerini bırakmayınız. Bizler sizsiz eksik oluruz. Her şeyi kurumdan beklemek doğru değildir. İnsan yetiştirmenin temelinde okul-veli iş birliği bulunmaktadır.

Sevgili öğretmenlerime de şunları söylemek isterim;

Siz bu kuruma seçilmiş, süzgeçten geçmiş, sorumluluk bilincine ulaşmış, çok çalışmanın ve takipte olmanın bu kurumun temel prensibi olduğu bilincine varmış neferlersiniz. Mesleğinizin kutsallığı, insanın geleceğini şekillendirecek olması, sizi çok değerli kılıyor. Öğrencilerimize yararlı olacak bilgilerinizi hep taze tutarak idealistçe çalışıyor ve veli bilgilendirmeleri yapıyorsunuz. Öğretmen olmak size bahşedilen bir duygu ile oluşur. Emek verdiğiniz öğrencilerin başarılı olması, onların hayatlarına etkin biçimde dokunmanız, ektiğiniz tohumların yeşerdiğine şahit olmanızla tüm yorgunluklarınızı hatta sıkıntılarınızı unutuyor ve bu kutsal mesleğin manevi hazzına ulaşıyorsunuz.

Sizler benim sahadaki neferlerimsiniz, fertlerden insan yetiştiriyor, onların topluma faydalı birer birey olmasını sağlıyorsunuz. Siz, duruşunuzla örnek bireyler olarak onlara şekil veriyorsunuz. Onun içindir ki çocukların hayatında çok önemli izler taşıyorsunuz. Sizler iyi olmalısınız ki toplum iyi olsun. Görevinize hep saygı duydum. Çaresiz kaldığınız noktalarda desteğimi esirgemedim. Bu çatı, ruh sağlığı yerinde, işbirliği içerisinde çalışan, akademik gelişime açık eğitimcileri bir araya getirdi. Kıymetini bilmek, değer görmek ve istikrarın içinde olmak sizlere ve çalışmalarınıza bağlı. Bu çatı altında çalışan neferlerim olarak başarıdan aldığınız hazzı birlikte kutlamak, takımın içerisinde yer almak inanın hepimize kendimizi iyi hissettiriyor. Sinerjimiz, sevgimiz de öğrencilerimize olumlu yansıyor. Eminim ki bütünün bir parçası olmanız, bütünün hayrı için çalışmalarınız hiçbir zaman karşılıksız kalmadı, kalmayacaktır.



© Copyright: 2002 - 2024